
zekibasturk57@gmail.com
İnat etmek, inatlaşmak bir çözüm değildir.
27 Nisan 2025 21:32:51
Yazar
İNAT, İNATLAŞMA, İNATÇILIK
Farklı dönemlerde farklı düşünce ya da inanç grupları kendilerine uyan sloganlarda ısrarcı olurlar. Kimi " inadına aşk" der, kimileri " inadına devrim" diye haykırır. Kimileri "inadına özgürlük " diye çıkar ortaya. " İnadına direniş, inadına mücadele" diye diretir kimileri de. Kimileri de " inadına barış " diyerek barışa olan umutlarını dile getirir.
Şimdilerde ise Kimileri " inadına İstanbul kanalı" derken kimileri de inadına " kanal bir cinayettir, İstanbul'a ihanettir" diye karşı çıkıyor. Ülkemizin ve dünyanın gözbebeği kentimiz, İstanbul'umuz inatlaşma uğruna felakete mi sürükleniyor? Tarihsel doku, su kaynakları, deprem riski göz ardı edilerek yüzyılların kenti, uygarlığın beşiği, cennetten bir köşe İstanbul, inatlaşma uğruna kurban edilmek mi isteniyor?
İşçiler, emekliler, köylüler, öğrenciler, üreticiler, tüketiciler içinde bulundukları ortamdan ve koşullardan yakınırken yönetenler her şeyin güllük gülistanlık içinde olduğunu savunuyorlar.
Kitleler, "geçinemiyoruz" diye feryat ederken yönetenler, "dünyanın en iyi ekonomisine sahibiz" diye övünüyorlar. Nedir bu kör, sağır olma durumu? Nedir bu duyarsızlık? Nedir bu inatlaşma? Niçin bu inatçılık?
İnat, insanların karşısındaki kişinin düşüncelerine veya isteklere karşı koyarak kendi düşüncelerinde ısrar etmeleridir. Kimi zaman ilişkilerde ve günlük yaşamda inatlaşma, çatışmalara ve iletişim sorunlarına yol açmaktadır. Bireyin bir davranışın, inancın, durumun veya herhangi bir şeyin yanlış ya da doğru olduğunu bilmesine karşın bu duruma karşı olan direnme haline inatçılık adı verilmektedir.
Genelin kabul ettiği ya da mantık, muhakeme ve psikoloji kurallarına göre yanlış olduğu bilinen bir konuda ısrar edilmesi inatçılık olarak kabul ediliyor. Kişi bunu kabul etmediği gibi reddediyor, karşı geliyor, direniyor.
Bir insan neden inatlaşır?
Kişinin kendisine veya karşısındaki kişiye güven duymaması, inatçı davranışları tetikleyebilir. Kendine güveni düşük olan insanlar, düşüncelerimin kabul edilmemesi durumunda değer ve saygınlık yitireceklerinden korktukları için inat ederler.
İnat, birçok insan için denetim sahibi olma isteğinin bir yansımasıdır. Kişi, kendine olan güvenini , denetim gücümü yitirme korkusuna kapılırsa karşı tarafın düşünce ve önerilerine kapalı olur.
Kimileri, bireysel özgürlüklerinin bir anlatımı olarak görürler. Bu durum, özellikle otorite figürlerine karşı direnç biçiminde kendini gösterebilir.
İnatçı tutumlar, karşılıklı anlayışı ve empatiyi zorlaştırır. Taraflar, kendi görüş ve düşüncelerinde ısrar ettikçe, sağlıklı iletişim kanalları kapanır ve ilişkilerde gerginlik yaratabilir. Salt kişisel ilişkilerde değil toplum içinde de gerginlik ve çatışmalara yol açar.
İnat etmek, inatlaşmak bir çözüm değildir. Aksine sorunların artmasına, çözümsüz hale gelmesinin önünü açar. Sorunlar büyür, yumak olur, çözümü güçleşir.
Bunun için karşınızdaki kişiyi anlamaya çalışmak, inatlaşmayı azaltmanın en etkili yollarından biridir. Onun bakış açısını dinlemek, kendinizi karşı tarafın yerine koyarak düşünmek, çatışmaların çözümüne yardımcı olabilir.
İnatlaşmak yerine bilimin, aklın ışığında yürümek, sanatın güzelleştirici özelliğinde buluşmak gerekir. Bilimsel araştırmalarla, karşılıklı görüş alışverişlerinde bulunarak yönetmek, ülkeyi ileriye ve çağdaşlığa götürür. Ülke, inatlaşmayla değil uzlaşmayla yönetilmelidir. Bilimin yol göstericiliğindeki yönetim, bizi çağdaş ülkeler düzeyine ulaştıracaktır.
Bilim ve sanat, vazgeçilmez değerlerimiz olmalıdır. İnatla, murat olmaz.
Hep hayır dese de hayat
Hep hayırlısı diyeceğim hayata inat.
Zeki BAŞTÜRK
BES
