
of.ozankaya@isnet.net.tr
Almanya’nın 2025 Erken Genel Seçimleri: Siyasal Değişim, Koalisyon Pazarlıkları ve Aşırı Sağın Yükselişi
24 Subat 2025 13:54:14
Almanya’nın 2025 Erken Genel Seçimleri: Siyasal Değişim, Koalisyon Pazarlıkları ve Aşırı Sağın Yükselişi
Almanya’nın 2025 erken genel seçimleri, ülkenin siyasi haritasında önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Muhafazakar Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU), zafer kazanarak Almanya’nın en büyük partisinden biri olmayı başarmış, ancak hiçbir parti tek başına iktidar kuramamıştır. Seçimde aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin ikinci sırada yer alması, Alman siyasi sisteminde önemli bir kırılmaya işaret etmektedir.
Almanya’da 2025 yılında yapılan erken genel seçimler, ülkenin siyasi yapısında köklü değişimlere neden olmuştur. Seçim sonuçları, merkez sağın ve merkez solun gerileyip, aşırı sağın yükseldiği bir siyasi atmosferin ortaya çıkmasına yol açmıştır. CDU/CSU’nun kazandığı seçimde, AfD’nin ikinci sıraya yerleşmesi, özellikle Avrupa Birliği (AB) ve Batı dünyası için önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir. Bu gelişme, Almanya’da siyasi dengeleri alt üst ederken, koalisyon hükümeti kurulma süreci üzerine büyük belirsizlikler yaratmıştır.
Seçim Sonuçları ve Koalisyon İhtimali
Almanya’da yapılan seçimlerde CDU/CSU yüzde 28,5 oy alarak birinci parti olmuş, AfD ise yüzde 20,6 ile ikinci sıraya yerleşmiştir. Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise yüzde 16,4 oy oranıyla üçüncü sırada kalmıştır. Seçim sonuçları, geleneksel merkez sağ ve merkez sol partilerin gerilediğini ve aşırı sağın siyasi arenada daha fazla söz sahibi olacağını göstermektedir. Bu durum, koalisyon hükümeti kurma sürecinde ciddi bir belirsizlik yaratmıştır. Hiçbir parti tek başına iktidar kuramayacak durumda olduğundan, CDU/CSU’nun başında bulunduğu bir koalisyon hükümetinin kurulması gerekecektir.
CDU lideri Friedrich Merz, koalisyon müzakerelerinin hızlı bir şekilde başlatılması gerektiğini vurgulamış, ancak AfD ile herhangi bir koalisyon kurmayacağını açıkça belirtmiştir. Bu durum, Almanya’da koalisyon pazarlıklarının oldukça zorlu geçeceğinin bir göstergesidir. Merz’in açıklamaları, özellikle AfD’nin aşırı sağcı politikalarıyla ilişkilerinin nasıl şekilleneceği konusunda tartışmalara yol açmıştır. Zira Merz’in göçmenlik yasalarında değişiklik önerileri, AfD’den gelen destekle parlamentoya taşınmış ve bu durum, CDU’nun aşırı sağla işbirliği yapacağına dair eleştirilere neden olmuştur.
AfD’nin Yükselişi ve Avrupa için Tehditler
AfD’nin seçimde elde ettiği başarı, Alman siyasi ortamında önemli bir kırılmayı işaret etmektedir. Aşırı sağcı bu parti, özellikle göçmenlik, güvenlik ve ekonomi gibi konularda sert politikalar benimsemektedir. Seçim sonuçları, AfD’nin geleneksel merkez sağ ve merkez sol partilere alternatif bir seçenek sunduğunu, bununla birlikte Alman siyasi geleneğini derinden sarstığını göstermektedir.
AfD’nin yükselişi, yalnızca Almanya’da değil, Avrupa Birliği (AB) ve küresel çapta da büyük yankı uyandırmıştır. Trump yönetiminin AfD’ye verdiği açık destek, bu partinin AB’deki diğer sağcı ve aşırı sağcı hareketlerle olan ilişkilerini güçlendirmiştir. AB açısından bu durum, siyasi istikrarın tehdit altına girmesi ve Batı ittifakının geleceği hakkında ciddi kaygılar doğurmuştur. Merz’in AB’ye yönelik “Avrupalılar için mutlak öncelik iletişim kurmak ve birlik olmaktır” şeklindeki açıklamaları, Almanya’nın dış politikasında ABD ile daha bağımsız bir duruş sergileyebileceğini göstermektedir.
Koalisyon Görüşmeleri ve Politik İstikrar
Almanya’da koalisyon hükümetinin kurulması, geçmişte de zaman alıcı bir süreç olmuştur. Bu seferki koalisyon müzakerelerinin de benzer şekilde uzun ve zorlu geçmesi beklenmektedir. Merz, SPD ile koalisyon kurmayı olasılık dahilinde tutarken, AfD’nin koalisyona dahil olmasına karşı çıkarak, partisi için yeni bir siyasi yön belirlemeyi hedeflemektedir. Ancak bu süreçte, Almanya’nın iç ve dış politikasında istikrarın sağlanması ve koalisyon ortağıyla anlaşmaların yapılması büyük önem taşıyacaktır.
AfD’nin koalisyona dahil olup olmayacağı, Almanya’nın gelecekteki siyasi istikrarı açısından kritik bir rol oynayacaktır. Partinin aşırı sağcı söylemleri ve politikaları, koalisyonun etkinliğini ve hükümetin halk tarafından kabulünü zorlaştırabilir. Bu durum, Almanya’nın ekonomi, göç ve güvenlik gibi önemli konularda etkin bir politika üretmesini engelleyebilir.
Sonuç ve Gelecek Perspektifi
2025 Almanya seçimleri, ülkenin siyasi geleceği açısından önemli bir dönüm noktasıdır. CDU/CSU’nun zafer kazanması, ancak tek başına iktidar kuramaması, koalisyon müzakerelerini zorlaştırmaktadır. AfD’nin yükselişi, özellikle AB için büyük bir tehdit oluşturmakta, Batı ittifakının geleceği hakkında belirsizlikler yaratmaktadır. Yeni hükümetin kurulum süreci, hem Almanya’nın iç politikası hem de küresel siyasetteki etkileri açısından büyük önem taşımaktadır.
Almanya’da koalisyon görüşmeleri devam ederken, siyasi belirsizliğin ne kadar süreceği, koalisyon hükümetinin ne kadar hızlı kurulabileceği ve aşırı sağın siyasi arenada nasıl bir rol oynayacağı, önümüzdeki dönemde Avrupa ve dünya siyasetini şekillendirecek ana faktörlerdir.
BES
