CEPHE BÜYÜTMEK DEĞİL, KÜÇÜLTMEKTİR SİYASET!
30 Ocak 2025 19:30:21
CEPHE BÜYÜTMEK DEĞİL, KÜÇÜLTMEKTİR SİYASET!
Yıl 2003! Fazlı Erdoğan Zonguldak Milletvekili.
Ak Parti İktidar olmasına rağmen, yerel seçimler yapılmadığı için İl Genel Meclisinde Ak Partili Meclis Üyesi yok. İl Genel Meclisinde ağırlık DSP’de. Birgün, Dönemin İl Genel Meclis Üyesi Şenol Azman Fazlı Erdoğan aleyhine zehir zemberek basına açıklama yaptı ve bu açıklama birçok yerel gazetede manşetten verildi.
Fazlı Erdoğan yapılan açıklamaya oldukça içerlemiş, sinirlenmişti. Ak Partide Tanıtım ve Medyadan sorumlu İlçe Başkan Yardımcısı görevinde bulunan ben, Adem Çakır ve Fazlı Erdoğan bu açıklama üzerine durum değerlendirmesi yaptık.
Fazlı Bey bir cevap verip vermemeyi , nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda fikirlerimizi sorarken, Adem Çakır abimiz muhatap almamıza gerek olmadığını söyledi. Sonra Fazlı Erdoğan bana dönerek ne düşündüğümü sorduğunda kendisine, “ Yerel Seçimlere 1 yıldan fazla zaman var. Köylere gidecek hizmetler İl Genel Meclisinden geçiyor ve söz sahibi onlar, kavga etmeye gerek yok, ortamı yumuşatalım. Şöyle ki, Ben Şenol Azman’a telefon edeyim. Onun işyerine ziyaret edeceğimizi, kahvaltıyı hazırlamasını söyleyeyim. Sonra birlikte kahvaltı yapalım. Masada herkes eteğindeki taşları döker ve masadan sulhle kalkılır. Hem böyle zehir zemberek açıklama sonrası ziyaretimiz onda şaşkınlık ve memnuniyet oluşturur. Bu iletişim kurulursa birdaha böyle açıklama yapmayacağı gibi, Siyaseten de İl Genelde sizin talepleriniz de iletişimle rahat geçer ve çok iyi olur” önerisini getirdim.
Bunun üzerine Adem Çakır abimiz, “ Adam hem aleyhinde açıklama yapacak, hemde ayağına koskoca milletvekili mi gidecek?” tarzında söylediklerine itiraz etti.
Konu bir süre böyle konuşulduktan sonra her ikimizi dinleyen Milletvekili Fazlı Erdoğan, bana dönerek randevu almamı ve kahvaltıya gideceğimizi söyledi ve konuyu kapattı.
Bunun üzerine Şenol Azman’ı aradım. Talebimize Oldukça şaşırdı. Proğram yapıp Fazlı Beyle birlikte Azman’ın işyerine kahvaltıya gittik. 2 saatten fazla görüşme oldu. O günden sonra görev süresince ne Azman, Fazlı Bey aleyhine açıklama yaptı, nede Kdz.Ereğli siyasi parti ayrımı dolayısıyla o dönem kavgalara sahne oldu.
Aslında Fazlı Bey o dönem o kahvaltı proğramı ile birlikte kendinden birşey kaybetmedi, aksine makamı büyüdükçe hem egosunu hemde cephesini küçülttü. Kendine düşman yaratmaktansa, müttefik oluşturdu. Hem siyaseten, hem insani, hemde şehir için doğru bir hamle yaptı.
Şimdi bu anımı bugün niye paylaştım.
Geçtiğimiz hafta Kdz.Ereğli ziyaretimde en çok duyduğum konu Milletvekili Saffet Bozkurt’un “düşman” ilan ettikleri. Birkaç isimle birlikte İddiaya göre o düşmanlarının arasında bende varmışım.
Anımı paylaştığım Milletvekili Fazlı Erdoğan ile sonraları aramız açıldı. Siyaseten çok kırgınlıklarımız, kavgalarımız, mücadelemiz oldu. Hatta bana çok öfkeli, çok kızgın olan, bana hakaretler bile saydıran Fazlı Erdoğan beni Ak Partiden ihraç bile ettirdi. Ama hiçbir zaman benim için “düşmanım” dediğini duymadım.
“Düşman” ilan etmek bu kadar mı kolay?
Vekil Saffet Bozkurt’un siyasi arenada insanları düşman-düşman değil diye ayırması bence siyasi cehaletinden olsa gerek.
Elbette yanında yaptığı hataları söylemeyen, küçük olsun bizim olsun düşüncesiyle cephe küçültmesini değil cephe genişletmesinden nemalanan ve bu tavrını alkışlayan, Vekile kendi bilgi ve birikimleriyle güç vermek yerine güçlerini yalakalık yaptıkları vekillerinden alan, Yapıcı eleştiri yerine şakşakcılık yapmayı marifet sayan saz ekibi olduktan sonra Vekil Bozkurt’un düşman ilan ettiklerinin sayısı seçimlere kadar oldukça artar.
Ama şunu bilmelisiniz ki Milletvekili Saffet Bozkurt benim düşmanım değildir. Çünkü bugün oturduğu o koltukta benim ve benim gibi arkadaşların Ak Parti siyasetinde yıllardır süren mücadelesinin emekleri var. Onu İlçe Başkanlığına taşıyan süreçteki duruşumuzun, görüşmelerimizin ve mücadelemizin emeği var. Bugün oturduğu o koltuğun bedelini ödeyenlerden, siyasi duruşumuz uğrunda siyaseten ve ekonomik olarak çok şey kaybedenlerden ama insani olarak kazanan bir kardeşiyim.
Elbette kendisi ben ve benim gibi arkadaşların emekleri inkar etme nankörlüğünü, vefasızlığını da gösterebilir . Geldiği noktadaki tüm kerameti kendinde görme hastalığına yakalansa da onu düşman ilan etmem.
Ben “düşmanı” olmayan bir kardeşi olarak onu ikaz etmek istiyorum. Siyasette insanları düşman ilan etmek, bence siyasi hatadan çok ruhsal bir problemdir.
Kendisi de bu koltuğu hazmedememiş, koltukla birlikte güç zehirlenmesine yakalanmış, çevresindeki saz arkadaşlarının yalakalığıyla Kibir ve egosu tavan yapmış olabilir. Tıpta nasıl ki organsal hastalıklar tedavi ediliyor ise, ruhsal rahatsızlıklar da tedavi edilir. Hakkında Ak Parti davasına ve tevazularına yakışmayan bu şekilde çok eleştiri duyduğum, Kendisinin bu konuda bir hekime başvurmasını tavsiye ediyorum.
Kaldı ki, kibir ve ego dinimizce de kabul edilmez. Kibir, kötü huydur, haramdır. Allahü teâlâyı unutmanın alametidir. Kibirli olan, salih insan olamaz der dinimiz. Ruhsal problemlere nefesi kuvvetli bir imamın okuması da faydalı olabilir. Hep imamları namaz kıldırırken, nikah kaydırdırırken arayacak değiliz ya!
Bu yazdıklarım eleştiri mahiyetinde olup, buradaki amacım düşmanlık etmek değil aksine iyileştirmeye açık alanlarınızı gösterip kendinizi bir Çek etmenizdir .
Yoksa sizin yanınızda her dediğinizi onaylayan, size yalakalık olsun diye gaz veren, sizi şehrin algısından çok dedikodularla yanlış yönlendirmeyi marifet sayan şer güçlerin olduğunu görecek kadar siyaseti bildiğimi düşünüyorum.
Bir sözümde yanındaki menfaatçi, yalaka, siyaset cahili menfaatçilere olsun. Ben Saffet Bozkurt’a eleştiri yaptım düşmanlık yapmadım. Düşmanlık nasıl yapılır onu da iyi bilirim. Sizin yaptıklarınızı ve tavırlarınızı yakinen takip ediyorum. Siz varken Sayın Bozkurt’un dışarıdan düşman edinmesine gerek yok, siz yetersiniz zaten.
Rabbim Vekil Bozkurt’a vatandaşa hizmet etme gücü versin. Onu yanlışını söyleyemeyen menfaatçi dost görünenlerden, haramdan, rüşvetten, kin, nefret, ego ve kibirden, alçaklık kompleksinden korusun. Sizde amin deyin saz ekibi! Belki sizin duanız da tutar,
Her ne kadar Düşman değİl, dost acı söyler deselerde, Düşmanın olmadığım gibi, bu kadar yaptığın, yolların emeğini yaktığın ve söylediğin zehir gibi sözlerden sonra dostun olacağımı da çokta zannetmem!
Ben siyasette istifa edenle, intihar edenin işine karışmam. Bu koltuklardan kimler geldi, kimler geçti. Makamlar gelip geçici, sen yolcusun biz hancı..
Vesselam,
Selam ve dua ile,
Mustafa UYSAL
Tüm ifadeler:
3737 Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış