kdzereyli.com@gmail.com
2 Nisan “Dünya Otizm Farkındalık Günü” sabır gerektiren bir rahatsızlık otizm.
02 Nisan 2024 15:59:33
MERYEMCE
2 Nisan “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak kutlanır.
Başka bir kişiyle iletişim kurmak, fikirlerini paylaşmak çoğu zaman hiç kolay değildir. Bu, otizmli kişiler için çok daha zordur.
Uzmanlara göre, otizmlilerin dış dünyayla etkileşimini kolaylaştırmamız mümkünmüş.
Yeter ki onlarla iletişim kurmaya çalışırken yapmamız gerekenleri de bilmeliyiz.
Dünyada çocuklar üzerine yapılan bir araştırmada anne ve babalık becerilerinin otizmli çocukları geliştirdiğini ortaya çıkarmış, ebeveynlerin çocukları ile bebekliklerinden itibaren kurdukları iletişim semptomların şiddetini azaltıyormuş. Anne ve babanın İyi bir iletişim kurduğu çocukların semptomlarında %15 oranında bir azalma görüldüğü, bu çocukların sosyal becerilerinin gelişmesine fayda sağladığı, önemli ölçüde gelişim gösterdiği ve zamanla daha düzenli konuşmaya başladıkları da tespit edilmiş.
Otizmli annelerin, babaların, ailelerin manevi desteğe ilgi ve alakaya ihtiyaçları vardır. Özellikle eğitim alanında, sosyal hayatta.
Bir anne düşünün ya da bir baba, onlara kendi evlatlarından farklı evlatlara sahip olduklarını fark ettirmeleri kadar kötü bir şey olamaz. Her gördüğünüz otizmli çocuğun gökyüzünde uçmak isteyen ama kanatları kırılmış ürkek bir kuş misali kendi dünyasına çekilmiş ya da itilmiş olduğunu düşünün ve insanları ayrıştırmayın, bu tutumunuz aileye de, belki farkında olmazsınız ama çocuklara da korkunç bir acı verir, bunu da sakın unutmayın.
Otizmli bir evlada sahip olan anne babaya ‘’ kabullenmek zor olsa da yapacak bir şey yok bunu böyle kabullenip yaşayıp gideceksiniz işte ‘’ gibi anlamsız, kırıcı, keskin cümleler kullananlar da olabiliyor.
O ailenin tam bir aile olmadığını söyleyenler, öyle görmek isteyenler de olabilir ama bütün bunların tamamen yanlış bir algı olduğunu unutmamalısınız. Bu çocukların anne babalarına karşı bir bakışı, bir gülüşüyle dünyaları değişir. Bir anne babanın sevgisi ile o çocukların dünyası değişir.
İnsanlardaki farkındalığı fark ederek ama onlara fark ettirmeden sevmeyi, ilgi, alaka göstermeyi ve onların varlığıyla dünyanın ne kadar güzel yaşanır bir yer olduğunu hissettirmeye çalışın.
Otizmli çocuklar dış çevreyle iletişim kurmakta oldukça büyük zorluklar yaşayabilirler bazen anne babalar çocuklarına sarılmaya bile korkarlar elleriyle sevmeye korkarlar, temas halinde bulunduklarında tepki vermesinden çekinebilirler. Çünkü çocuk kendisine sarılmaya kalkışıldığında bilinçsizce panik atak geçirme ihtimalinin kuvvetli olduğu tespit edilmiş dış çevreyle iletişim kurmaları uzun süren terapiler sonunda gerçekleşebiliyormuş.
Ebeveynler de, çocuklarının arkadaşlarının olmasını, onlarla konuşmasını, gülüp eğlenmesini isterler bunun için çaba gösterirler, terapilere götürürler ama bazen bunu gerçek hayata geçiremediğini görür ve üzülürler, sabır gerektiren bir rahatsızlık otizm.
Sevgi, otizmin tek ilacı o çocuklar çevresindekilerin bakışlarını düşüncelerini farkında olmasanız bile çok net algılayabiliyorlar ama bunu dışa aktaramıyor, kelimelere dökemiyor ifade edemiyorlar kendilerini ifade edemedikleri için de birdenbire tepki göstererek farklılaşabiliyorlar.
Bizler anlayamasak da, Otizmli çocukların algılama gücü, hisleri çok kuvvetli, hayvanlarla çok sıcak ve farklı güzel iletişim ve daha kolay bağ kurabiliyorlar.
Otizm bir hastalık değil gelişimsel bir bozukluktur ve insanlarla kurmakta zorlandıkları samimi bağı, sıcak yaklaşımları ve oyun hallerini evcil bir hayvan ile çok daha güzel, daha rahat üstesinden gelerek başarırlar. Belki sizler farkında değilsiniz ama onlar insanların ön yargılarını fark edebilecek yetenektedirler.
Önyargılar olmayınca inanın hayat çok daha güzel yaşanır, yeter ki ön yargılarınızı, yıkın, kırın geçin. Unutmayın bu dünyaya gelen her canlıyı yüce yaradan can vererek göndermiştir biz canlılar bu dünyaya nasıl geleceğimizi kendimiz belirleyerek gelmedik, hem kendi halimizi, hem karşımızdaki insanların halini, durumunu, kabullenmek, yadırgamamak, yargılamamak, sorgulamadan, sevgiyle, anlayışla yaklaşmak gerek.
İnsanları hal ve hareketleriyle, farklılıklarıyla, ötekileştirmek kimsenin haddi değildir. Böyle davranmak hiçbir insana düşmez. İnsanları oldukları gibi kabul edip sevmeyi, farklı bireylermiş gibi bakışlar atmayı bırakmanız gerek.
Özel çocuklar dediğimiz Allah'ın yarattığı o güzel varlıkların, hiç kimseden farkı yok, onlar kendilerine baskı kurulmadan özgürce kendi istedikleri gibi yaşam tarzlarını yaşamaktalar.
Ülkemizde otizmli çocukların eğitimi önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Masanın arkasında oturanla, masanın önünde duran arasında iki farklı duygu iki farklı olay vardır. Yani çocuklara yardımcı olmak onların elinden tutmak istiyorsanız onlarla yan yana oturabileceğiniz bir dünya yaratmak zorundasınız. İnanın otizmli bireyler öyle zekiler ki onların aklıyla, benim diyenler insanlar bile kolay kolay başa çıkamaz. Onlara o akıllarını nasıl kullanacaklarını öğretecek bir eğitim sistemi olmalı ülkemizde de.
Ülkemizde otizm tanısı erken tespit edilip klinik çalışmaları sağlıklı bir şekilde yapılırsa o çocukların başaramayacakları hiçbir şey yoktur. İnsanların hayatını kabusa döndüren otizm hastalığı değil. Avrupa'nın birçok ülkesinde gen testi ücretsiz uygulanırken, maalesef bizim ülkede o testin ücretini ödeyebilecek maddi gücü olmayan insanların devlet desteği alamamaları ve toplumsal yargının sorumsuzca davranışları ülkemizde insanların hayatlarını kabusa çevirmiştir.
Özel çocuklar farklı olduklarının farkındadır, farklı olduklarını kendilerine fark ettirenlere karşıda aslında tepkilidirler. Siz farkında olmasanız da onlar insanların kendilerini anlamadıklarını bilirler ve bu gerçekten de böyledir. Maalesef Eğitim kurumundaki birçok öğretmen de bu çocukları anlamaz, özel eğitim kurumları ayrı olmalı, öğretmenleri de ona göre yetiştirilmeli.
Hepimiz biliriz zaten çocuklar acımasızdır en kötüsü de, bu özel çocukları karma eğitim aldıkları okuldaki veliler ise hiç anlayamazlar. İnanın zeka olarak, onları anlamayan ailelerin bütün çocuklarından belki de daha zekidir bu çocuklar ama onlara kendilerini ispatlayacağı fırsatlar maalesef ülkemizde çok fazla tanınmıyor, fırsat verilmiyor.
Türkiye'de eğitimin bir an önce düzenlenmesi gerekiyor hemen her yerde ciddi anlamda özel çocuklar için özel eğitim okulları açılması gerekiyor bir an önce otizmli, özel çocukların topluma kazandırılması gerekiyor.
Yapmak istedikten sonra başarılmayacak hiçbir şey yok. Yeter ki gerçekten istensin.
Eğitim müfredatı değiştirilsin o çocukların içinden ne cevherler çıkar adam gibi eğitinde görün daha fazla geç kalmadan.
Günümüzde okullarımızda eğitim, normal çocuklara bile doğru düzgün bir şekilde verilmediği ciddi anlamda tartışılıyor.
Türkiye de eğitim sisteminin de derhal değiştirilmesi gerekiyor.
2 Nisan “Dünya Otizm Farkındalık Günü” SEVGİ GÜNÜ OLSUN.
MERYEM ALTUNKAYA