kdzereyli.com@gmail.com
BAŞKASININ AKLIYLA YAŞAYAN, KENDİ YÜREĞİNE YABANCILAŞIR.
29 Mart 2024 11:53:03
MERYEMCE
BAŞKASININ AKLIYLA YAŞAYAN, KENDİ YÜREĞİNE YABANCILAŞIR.
Seçim öncesi adayların sosyal medya üzerinden, mahalle, mekan ve kurum ziyaretleri yaparak seçmene ulaşmaları mantıklı ve doğru yoldur. Yapılan mitinglerde sahada binlerce kişi olsa bile o sadece bir anlık geçici bir gösteridir bunu bir ya da birkaç defaya mahsus yapabilirsiniz. Mitinglerin çok kalabalık olması veya az insanın olması sizleri yanıltabilir. Bütün kararlar sandık başında mühür seçmenin elindeyken verilir.
Bu yapılan miting gösterileri kalabalık insanlar arkalarını dönüp gidene kadardır. Seçim çalışmalarında halka ineceksin halkı kucaklayacaksın, halkın seviyesine ineceksin, yukarıdan vatandaşa bakarak konuşursanız çok sağlıklı iletişim kuramazsınız insanlarla. Siyaset göz ve el teması, sırt sıvazlama gerektirir.
Yıllardır Posbıyık böyle olduğu için hala o makamda oturur. Halil Posbıyık’ın kendisi her zaman ifade eder ‘’Bana bazı insanlar, artık senin yerine geçecek birini yetiştir diyorlar, ben nasıl yetiştireyim, bu idarecilik şevki insanın kendi içinde olacak, kendi kendisini yetiştirerek, benim yanıma gelecek bende onu fark edecek, elinden tutacağım ama bu güne kadar, duyduğum senin o koltukta bunca sene oturduğun yeter, hadi sen kalk biraz da ben oturayım davranışlarıyla karşılaşıyorum, bu da beni şaşırtıyor.
Armut piş ağzıma düşle olmaz bu işler, mücadele ister, bende isterim, benden sonra beni aratmayacak bir başkan gelsin bu makama otursun, şehri yönetsin diye, akıl akıldan üstündür, elbette gençlerimizin arasında bu yetenekte insanlar vardır ama bakıyorum hep kinle, öfkeyle, kavgayla, egolarını kabarta kabarta gelmeye çalışıyorlar ve başarılı olamıyorlar. Siyaset pazarlama işine benzer birazda. Sen kendini vatandaşa en iyi şekilde sunamıyorsan, iletişim kuramıyorsan bunun suçlusu ben değilim.‘’ demiştir.
Seçimler, adayların seçilmek için verdikleri mücadelenin sonucunda hak eden birinin sandıktan galip gelmesi için yapılır.
Seçim sonucu aslında seçmenin inisiyatifine bağlıdır. Burada adayın halkı ikna edebilme kabiliyeti öne çıkar. Adayın öngörüsü kuvvetli, özgüveni sağlam olacak. Halkın ayağına gidecek, sürekli olarak kendisinin yapacağı projeleri anlatmasından ziyade halkın kendisinden beklentileri nedir onları soracak, öğrenecek, not alacak. Seçildiği takdirde uygulayacağı sözünü verecek. İnsanların güvenini kazanmaya çalışacak.
Bir birey olarak halkı kucaklayacak, Yalnız mı dolaşmış, yanında kimler varmış seçmeni çok ilgilendirmez. Beni başkanlık koltuğuna seçeceğim aday ilgilendirir yanında dolaşanlar bu memleketi yönetmeyecek, benim seçeceğim aday yönetecek. Ha 100 kişiyle dolaşmış ha 10 kişiyle, yanında ona destek veren bir Milletvekili de varsa bu o adayı bir tık öne geçirir.
Bir insan makam koltuğuna oturup çalışmadan o insan hakkında olumlu ya da olumsuz fikir yürütemezsiniz. Önce bir icraatını görmek gerekir.
Bizler sağlıklı bir seçim süreci neden hiç geçiremiyoruz. Çünkü BEN merkezinde olduğumuz için. Hazımsızlık yaşıyoruz, bir hazmedebilsek her şey çok daha verimli geçecek ama yok bunu başaramıyoruz.
Bu seçim sürecinde gözle görülen ne yanlışlara göz yumdu bu insanlar ama en basit konuları şişirerek medyaya taşıdı.
Görünen tozları halı altına süpürüp, halının üzerinde ki ufak tozları milletin gözüne sokmaya çalışmak marifet değildir.
GELELİM SADEDE;
Ya hu! Siz şaka mısınız?
Bana ‘’ Sen gazetecisin bir taraf tut yalnızca onun haberini yap, rakiplerin haberini niye yapıyorsun ‘’ diyen embesil.
Hem gazetecisin diyorsun, hem de taraf tutman gerek diyorsun!
Ben kimsenin kapı kulu değilim. Bu gazete benim kendi gazetem, ağa da benim, paşa da benim kimsenin güdümünde değilim. Ben doğru olduğuna inandığım herkesin haberini yaparım. Ben yalan, yanlış haber yapmam, insanlara doğru bilgi aktarırım. Eğriyse eğri, doğruysa doğru, insanlar üzerinde algı yaratmak gibi bir görevim de yok.
Yaptığım haberlerim benim dürüstlüğümü gösterir. Yazdığım köşe yazılarımda doğruları, gerçekleri kelimelere, cümlelere dökerek okuyucularıma aktarmamın göstergesidir. İşinize gelirse.
Zorla kimseden haber almam, zorla kimsenin haberini yapmam. Bana gelen haberleri taraflı tarafsız yaparım.
CHP- MHP- AK Parti nin bana gönderilen haberlerini yaptım.
İYİ ve TİP’ in haberlerini yapmadım. Ben onların davranışlarının yanlış olduğunu savundum, gün birlik olma günü ayrışma günü değil dedim. Bu da benim tercihim kimseye hesap vermek zorunda değilim.
Herkes aday olma özgürlüğüne sahip elbette ama bu gün değil. Gümrükten mal kaçırır gibi herkes yuhaaaa!! Daldı meydanlara hayırdır. Biz vatandaş olarak neyin derdindeyiz, onlar neyin derdinde.
BENİM YILLARDIR HALİL POSBIYIK’ÇI OLDUĞUMU HER SEÇİMDE SAHALARDA ÇALIŞTIĞIMI BENİ TANIYAN HERKES BİLİR. BUNU HİÇ BİR ZAMAN GİZLEMEDİM.
Ben nasıl HALİL POSBIYIK’çıyım diyebiliyorsam, bu gün Milletvekili olduğu günden beri Ankara Ereğli arasında mekik dokuyarak 9 aydır, bu belediye başkanı hangi partiye bağlı demeden, art niyet düşünmeden, bu memlekete canla başla hizmet etmiş bir Milletvekili olan SAFFET BOZKURT’çuyum. Ben Ereğli’ye bir kadın eli değsin diyen, kadın dayanışması bekleyen bir İLKAY ÖZDEMİR’ciyim.
Seçim sandığında oyumu kime atacağım benim sırrımdır, aday çalışanlarını takdir etmekte benim vazifemdir.
Kime oy verdiğiniz sizin sırrınız ve sizin sınavınızdır. Kimseyi ilgilendirmez. Herkes aldığı kararların bedelini öder. Bunun yanında toplu olarak alınan yanlış kararların bedelini toplumda öder.
Hiç kimsenin etkisi altında kalmadan kendi yaşam şeklinize, nasıl ve hangi şartlarda yaşadığınıza bakın ve oyunuzu ona göre kullanın. Bu seçim arkadaş hatırına oy kullanılacak seçim değil. Bu yerel seçim Ereğliye hizmet gelmesini istediğimiz seçim.
KEŞKE GENEL SEÇİMLERDE DE BU KADAR ŞEVKLE ÇALIŞABİLSEYDİNİZ.
Kimse kimseyle oy için kavga etmemeli, seçimler kavganın ayrışmanın değil aksine birlik olmanın gerekliliğini gösterir. Bu gün kalbini kırdığınız insanlarla yarın aynı sofraya oturacaksınız. Aynı sokakta yürüyeceksiniz. Birbirinizin yüzüne bakacaksınız.
Bizim milletimizin en büyük sorunu karşımızdakinin yerine düşünüp onun yerine konuşmasıdır. Biz empati yapmayı bilmiyor başkalarının avukatlığını yapmayı tercih ediyoruz.
Başkalarının tellallığını yapmayı bırakın, gözünüzü kulağınızı açın, yarın öbür gün seçim bittiğinde Ahh!! Vahh!! etmeyin. Başkalarının aklıyla değil, kendi aklınızla kararlar verin. Başkalarının düşünceleriyle hareket edersek, kendi düşüncelerimizin hiçbir hükmü kalmaz.
Elbette sizlerin de aklınızda biri vardır.
İlle de sen!! İlle de sen!! Olmalısın Diyeceğiniz.
Gönlünüzden her kim geçerse geçsin hayırlı ise Allah nasip etsin diyelim.
İNSAN VARDIR FARK EDİLMEZ SÜSÜNDEN!
KİMİ FARKSIZDIR KOYUN SÜRÜSÜNDEN,
HER GÖRDÜĞÜN ŞEKLE ALDANMA!
İNSAN ANLAŞILMAZ GÖRÜNTÜSÜNDEN…
Ömer HAYYAM
Meryem ALTUNKAYA
Yazınızdaki bana, Mustafa Kemal Atatürk'ün 25 Ağustos 1924 tarihinde Ankara'da toplanan Muallimler Birliği Kongresi'nde öğretmenlere hitaben söylediği “Öğretmenler! Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” mesajını çağrıştırdı. Yazıdaki yaklaşımınızla Sizin bu mesaja uygun bir Yurttaş olduğunuzu düşünüyorum. Tebrik ederim.
Murat Sesli adayım diye ortaya kendini atacağına keşke genel seçimlerde çalıştığı gibi yerel seçimde çalışsaydı, bir daha ki seçimlerde belki belediye başkanı değil de, Milletvekili adayı olurdu yazık etti kendine.
- s.
- 1