![CHP KURULTAY İZLENİMLERİ -2](image/editor/6779_turgutg.jpg)
turgutguven67@gmail.com
CHP KURULTAY İZLENİMLERİ -2
08 Kasim 2023 08:00:00
CHP KURULTAY İZLENİMLERİ-2
CHP Kurultay izlenimlerimi yazmaya devam edeceğim..
Öncelikle şunu yazayım, CHP de yönetimleri elinde tutan ilçe, il yönetimleri seçimleri kaybetmemek için tüzük ve yönetmelik dışı işlere başvururlar.. CHP Genel Merkezi de ne yazık ki aynı yöntemlere sarıldı.
Tribünleri erken saatlerde belediyelerden taşıdıkları işçilerle doldurmak, salonda diğer adayın afişinin asılmasına dahi müsaade etmemek gibi küçük hesaplar yapıldı. (İşte o astırılmayan afişler 1.tur seçimler sonunda bir bir asıldı ve tribünlerde yerini aldı) Kurultayı PM ve MYK yöneticileri değil, Kılıçdaroğlu’na yakın olan (Gürsel Erol) gibi milletvekilleri, bazı belediye başkanları ve özellikle CHP ile hiçbir ideolojik bağı olmayan danışman kadrosu ile yönlendiriliyordu.. Kısacası ayaklar baş olmuştu..
İşte bu durum CHP’nin yıllardır nasıl yönetildiği konusunda da ipuçları veriyordu.
Kurultay salonunda üç grup vardı.. Gelenekçiler, değişimciler, bir de kimin kazanacağını kestiremediği için tarafsız görünenler. Son grup 1.oylama bittiğinde safını belirledi ve değişimci oldu.. İşte Sözcü TV’nin sürekli ekrana getirdiği sevinçten yerinde duramayan, zıplayan, dişlerini sıkıp yumruk sallayan Ali Mahir Başarır bunlardan biriydi. Abartılı sevinç gösterisi bir ayıbı örtme çabasından başka bir şey değildi.
Kılıçdaroğlu Kurultayın açış konuşmasından çok adeta adaylık açıklaması yaptı. Seçimler öncesinde sırtından kim tarafından hançerlendiğini açıklayamadı. CHP’yi kendi seçtikleriyle dahi neden yönetmediğini, parti ideolojisiyle alakası olmayan genelde sağcı-dinci danışmanlar ile yönettiğini izah edemedi. 6’li masada olup bitenleri, diğer ortaklara hediye edilen milletvekillerini, Zafer Partisi ile yapılan gizli anlaşmalardan hiç bahsetmedi. Bu eksiklikleri hiç kimse savunmadı çünkü CHP de olup biteni sadece “bazı danışmanlar “ biliyordu.
Değişimci kurultay delegeleri kürsüye hazırlıklı çıktılar.. Genellikle her konuşmacı sokağın sesini kurultay salonuna taşımasını bildi. Sokaktaki vatandaşın “CHP’de değişim gerçekleşmezse oy yok” mesajı Kılıçdaroğlu’nun yüzüne defalarca söylendi. Yine sokağın mesajı olan ülkede yaşanan ekonomik krize ve demokrasi ve yaşanan hak hukuk ihlallerine sessiz kalınmaması, mecliste muhalefet etmenin, halkı oyalamaktan başka hiçbir işe yaramadığını anlattılar.. Halkın Anayasadan kaynaklanan direnme ve itiraz etme hakkının mutlaka kullanılması gerektiğini söylediler.
Özgür Özel adaylık konuşmasına çok iyi hazırlanmıştı.. Kırıp dökmeden, direk suçlamadan, anlayana çok anlamlı gönderimlerde bulundu. Eleştirileri oldukça saygılı ve seviyeliydi. Kurultay salonunun tansiyonunu konuşması süresince elinde tuttu. Kurultay delegelerine hitap etmesini becerebildiği için kararsızların büyük bir bölümünü kendi safına çekti. Konuşmasının son sözlerine delegelerin ayağa kalkıp uzun süre alkışlaması Genel Başkan değişikliğinin ilk sinyalleriydi diyebilirim..
Özgür Özel’in konuşmasından önce adaylık konuşması yapmayacağını Divan Başkanlığına bildiren Kılıçdaroğlu “sataşma var” bahanesi ile söz istedi.. Kurultaylarda böyle bir yöntem yoktur. Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu yanına gidip ikna edememiş olmalı ki çok sinirli bir şekilde kürsüye gelen Kılıçdaroğlu kendisine yapılan seviyeli eleştirilere aklı başında hiçbir açıklama getiremeden konuştu ve kürsüden indi.. Bana göre bu durum yok oluş ve bitişten başka bir şey değildi.
Oylama sırasında ayak oyunları devam etti. Oylama devam ederken Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazandı duyuruları.. Sosyal Medyada kutlama görselleri. İstanbul delegesine il başkanının sahte mesajlarını göndererek karışıklık yaratmak gibi çabalar sonuç vermedi.
İlk sonuçlar CHP de bir dönemin bittiğini gösteriyordu. Özel 882, Kılıçdaroğlu 664 oy almıştı.
Oylamanın bittiği ve ilk sonuçların alındığı saatlerde Kılıçdaroğlu’nu desteklemek için getirilmiş belediye işçileri yenilgiyi ilk sezen ve tribünleri boşaltan kesim oldu..
İşçilerin anladığını Kılıçdaroğlu ne yazık ki anlayamamıştı.. Anlamadığı için de ikinci tura katıldı.. Daha doğrusu zorlandı ve boyun büküp kabul etti.
Yeri gelmişken geçmişte yaşanan bu tip bir kurultaydan bahsetmek isterim.. Yıl 1991 ANAP yıkılmış, DYP-SHP koalisyonu kurulmuştur. Cumhurbaşkanı Özal 1993 yılında hayatını kaybedince Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı olur ve DYP Genel Başkanını, dolayısı ile ülkeyi yönetecek Başbakanı seçmek için kurultaya gider.
Üç Genel Başkan adayı vardır. Tansu Çiller, Köksal Toptan ve İsmet Sezgin.. İlk oylamadan Tansu Çiller en fazla oyu alır ancak salt çoğunluğa ulaşamaz. Toptan ve Sezgin adaylıktan çekilir ikinci oylamaz yapılmaz ve Çiller Genel Başkan ve dolayısı ile Başbakan olur.
İşte Kılıçdaroğlu’nun yapamadığı budur.
Oysa ikinci oylama yapılmadan hemen önce değişimci grubu destekleyen milletvekilleri tribünleri dolaşmış Kılıçdaroğlu’nun salona gelerek çekileceğini aleyhte tezahürat yapılmaması konusunda uyarmışlardı.
Kendi seçtiği PM ve MYK üyelerinin dediğini yapmak yerine İmam Bakır Üküş gibi ne iş yaptığı dahi tartışmalı bir “yandaşın” herkesin gözleri önünde kendisine baskı yapması sonucu çekilme onurunu gösteremedi. Oyunu kullandı ve evinin yolunu tuttu. Bu davranışın 13 yıl CHP Genel Başkanlık koltuğunda oturup partiyi yöneten birine yakışmadığını belirtmek isterim..
Kurultayın 2.gününü ve PM seçimlerinin Zonguldak’ı ilgilendiren bölümünü 3.bölümde yazacağım..
TURGUT GÜVEN
08 KASIM 2023