turgutguven67@gmail.com
SOSYAL MEDYA TUZAĞI
13 Eylül 2023 12:05:52
SOSYAL MEDYA TUZAĞI!
Bir istatistik bilgi vereyim.. 2023 yılı itibari ile dünyada 5 milyar insan sosyal medya kullanıyor.. Lider ülke 1 milyar kullanıcı ile Çin.. Türkiye'de ise aktif sosyal medya kullanıcıları 62.55 milyon kişiye ulaşmış.
Bu sayının içinde bende varım, yani sosyal medyayı kullananlardanım.. Üstelik sosyal medya alışkanlığı bana pahalıya patlasa da vazgeçebilmiş değilim.. Sigara alışkanlığı gibi bir şey bu..
Sosyal Medya ucu bucağı olmayan her alanda kullanılabilen bir buluş.. Haberleşme, ticaret ve siyaset sanırım en çok kullanılan alanları başında geliyor..
Ancak ben sosyal medyanın toplumu tembelliğe ittiğini düşünenlerdenim.. Örneğin, siyasi iktidarın yaptıklarına alanlara çıkıp değil de sosyal medyada tepki göstermeyi yeterli sayıyoruz. Sosyal medya tepkisi belki bazı konularda caydırıcı olabiliyor, ancak birçok konuda ise yaptırım şansı oldukça sınırlı.
Sosyal Medyayı çok ürkek kullanan, beğeni dahi yapamayan büyük bir kitle var. Bunun da haklı bir nedeni var.. Yazımızın konusu zaten bu..
Sistem şöyle kurulmuş ve işliyor.. Genelde siyasetçiler, belediye başkanları tarikat ve cemaat liderleri sırf kendilerini korumak amacı ile bir Avukata vekâlet veriyor.
Yukarıda saydığım kişilerin kamuoyuna yaptıkları açıklamalar genelde sosyal medyada paylaşılır ve dolaşır.. Bu açıklanan düşüncelere katılanlar olduğu gibi, yanlış bulanlarda olabilir. Öyle bir paylaşım yapılıyor ki sosyal medya takipçisi o rahatlık içinde sinirlenip ağır ifadeler kullanabiliyor. Avukatlar müvekkillerinin sosyal medya paylaşımlarını takip edip, yapılan yorumlarda suç unsuru arıyorlar .. Bulduklarında derhal suç duyurusunda bulunuyorlar.. Sonrasında sosyal medyada yorum yazan kişiye hakaret ettin gerekçesiyle Avukatlık ücreti mahkeme masrafı peşinden bir tazminat davası daha açılınca ödenecek olan para miktarı ikiye katlanıyor.. Böyle bir dava açıldığında bu gün için 35.000 TL ödemek zorunda kalıyorsunuz..
Bu uygulama ile vatandaşa tuzak kurulmuş, yargıda, ticaretin bir aracı yapılmış olmuyor mu?
Örnek vermek gerekirse, AKP’li bir Belediye Başkanı yanılmıyorsam 2019 yılında “30 Ağustos Zafer Bayramı Türk toplumunun tamamını ilgilendiren bir bayram değildir” açıklaması yaptı.. Bu açıklamaya ülke genelinde 38 Baro suç duyurusunda bulunmuş olmasına rağmen hiçbir işlem yapılmadı. “Başkan haklı Yunan tohumlarını ilgilendirmez” gibi yorum yapan binlerce kişiye davalar açıldı. Bu kişiler suçlu bulunuldu ve tazminat ödemeye mahkûm edildiler.
Burada bana ters gelen ise; belediye başkanına hakaret edildi diye suç duyurusunda bulunan ve savunan avukatlar da Belediye Başkanı hakkında suç duyurusunda bulunan Baronun üyeleri. Özet olarak Baro suç duyurusunda bulunuyor, Baro üyesi Avukatlar bu kişiyi savunuyor.. Bu işte bir gariplik yok mu?
Aynı yöntemi tarikat ve cemaat liderleri, dinci yobazlarda kullanıyor.. Yaptıkları, yaşam şekli, din ile ilgili açıklamalara sosyal medyada kızarak tepki gösterenlere “hakaret ettin” anlayışı ile Avukatları tarafından suç duyurusunda bulunuluyor. Amaç aynı değişmiyor.. Avukatlık ücreti ve tazminat almak..
Peki, bu tarikat ve cemaatçiler yanmaz kefen, terlik, cennette arsa satarken, toplum yaşamına müdahale edep, din ile uzaktan yakından alakası olmayan açıklamalar yaparken, halkın dini düşüncelerini sömürüp kendi ceplerini doldurmak için çalışırken Cumhuriyetin Savcıları ne yapıyor? Bu yapılanlar suçlu değil ama bu kişilere kızıp tepki göstermek hakaret sayılıp suç öyle mi?
Öncelikle böyle adalet yerin dibine batsın..
Hatta bazı Avukatların siyasetçilere “Sosyal Medyadan sizi takip edip koruyalım” teklifinde bulunduklarını duyuyorum.
Bu konuyu ben yazınca aklınıza bunları sadece AKP’li siyasetçilerin yaptığı gelmesin.. Zonguldak’ta aynı yöntemi kullanan bir CHP ilçe başkanı var. Bu ilçe başkanı parti üyesi hakkında sahte dilekçeler düzenleyerek partiden ihraç ettirirken suçlu değil. Bu ve benzer usulsüzlükleri sosyal medyada yayınlanınca suç duyurusunda bulunuyor. Kendisinin yaptığı bu usulsüzlükleri de bu şekilde örtmeye çalışıyor. Hakkında basında çıkan yazılara dahi suç duyurusunda bulunuyor.. Ona sorarsanız basında sansüre karşı ve düşünce özgürlüğünden yana.. Çevresindeki yağdanlıklar da bu ilçe başkanına “bey” diyebiliyor.
Bu yaşanları Zonguldak Milletvekilleri ve CHP Genel Merkezi en ince ayrıntısına kadar biliyor ancak sessiz kalıyorlar. Oysa ben Milletvekillerinin üyelerinin haklarını korumak, parti içinde barışı sağlamak gibi bir görevleri olduğunu düşünüyordum.. Yanılmışım..
Tüm bunlardan sonra klavye başında dikkat etmek gerekiyor, çünkü sahibimiz yok..
TURGUT GÜVEN
13 EYLÜL 2023