![SENİNLE OLMUYOR - 3](image/editor/6779_turgutg.jpg)
turgutguven67@gmail.com
SENİNLE OLMUYOR - 3
06 Haziran 2023 14:12:41
SENİNLE OLMUYOR -3
Bir önceki yazımı “şimdi ise MYK üyelerinin istifası düşünülüyor.. MYK üyelerinin yenilenmesi sorunu çözmez, aksine büyütür” diyerek bitirmiştim.. CHP Genel Başkanı önce MYK, sonra PM’yi topladı ve dün ise yeni MYK’sını açıkladı. Bu gün (Çarşamba) yeni MYK ilk toplantısını yapacak ve parti içi seçimlerin takvimini açıklayacak.
Peşinen yazayım, bu yapılanların tamamı oyalama ve parti üyesi ve seçmenini uyutma taktiğidir. CHP de Kılıçdaroğlu ve mevcut yönetim görevinin başında mesajını vermek, seçim başarısızlığının üzerini örtme çabasındadır..
Seçim başarısızlığının sorumlusu eski MYK mıdır? MYK’dan istifa edenler yaptığı açıklamalarda “genel başkanı elinin hafifletmek” sözünü ettiler.. Bir tanesi bile “Sayın Genel Başkan bu partide her istediğinizi bize bile danışmadan yaptınız sizin hiç mi suçunuz yok” deme cesaretini gösteremedi. Şimdi PM’den tek yetkili olarak seçtiği yeni yüzler ile hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edecek.. Kılıçdaroğlu kurnazlığı da bu olsa gerek.. Bunun adı Bana göre kurnazlık değil utanmazlıktır..
Neyse biz konumuza dönelim.
Kılıçdaroğlu Millet ittifakının adayı ilan edilince ilk görüştüğü siyasi parti “Yeniden Millet Partisiydi (YMP). Bu partinin adını da kamuoyu bu görüşmede öğrendi.. Oy oranı ise %0001 bile değildi. Oysa CHP seçmeninin büyük bir bölümü sosyal medyada CHP den ayrılıp Memleket Partisini kuran Muharrem İnce ile görüşüp anlaşmalarını istiyordu. O günlerde yapılan anketlerde İnce’nin oyu %5-6 gibi görünüyordu..
Kılıçdaroğlu ise bu görüşmeyi elinden geldiğince erteledi. CHP’nin 2018 seçimlerinde İnce’yi aday yapıp ortada bıraktığı planı devreye soktu ve on gün sonra bir görüşme gerçekleşti. Bu buluşmada konuşulması gereken konulardan çok ülke siyaseti görüşüldü. Sonradan araya bazı kişiler konuldu ve hala CHP’li yöneticiler nasıl bir teklifle gittiği, M.İnce’nın bu teklife ne dediği bilinmiyor. CHP ilkeleri ile yıllardır mücadele etmiş dinci partilerle anlaşan Kılıçdaroğlu partisinin içinden çıkmış M.İnce ile anlaşamıyordu.. Sonrasında ise M.İnce’yi delirtme taktiği sosyal medyadan devreye sokuldu ve CHP’de M.İnce ile anlaşılmasını istemeyen başta Kılıçdaroğlu ve çetesi başarılı oldu. M.İnce saf dışı edilmişti.
Seçimler yapıldı ve geçti değil mi? 14 Mayıs seçimlerinden hemen sonra Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel ve birkaç gün sonra Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Tuncay Özkan neden istifa ettiler. Bu sorunun cevabı, istifanın nedenleri henüz açıklanmış değil. Oysa CHP üyesinin bunları bilme, öğrenme hakkı var..
Yine 14 Mayıs seçim çalışmaları devam ederken AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın yaptığı kara propagandaya sessiz kalınması düşündürücüdür.
Başa dönelim..
Bu ülkede yirmi yıldır dile getirilen, ancak CHP Genel Başkanı ve yönetimince hiç dile getirilmeyen bir konu var! Erdoğan’nın diploması. Kılıçdaroğlu özellikle bu konuda bu güne kadar tek laf etmiş değil.. Hatta “ben diplomasını gördüm merak etmeyin” bile diyecek kadar rahat.. Bu konuda bazı kişilerin bu olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıma çabalarına bile CHP yönetimi destek olmadı, sessiz kaldı..
Hemen bunun peşinden ise RTE’nin Anayasanın 101.maddesine rağmen üçüncü kez aday olması.. Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimleri Anayasaya aykırı bu adaylığa bile itiraz etmeyi “mağduru oynar” düşüncesi ile itiraz etmemeyi düşünüyordu. Kamuoyu baskısı nedeniyle YSK’ya bir dilekçe vererek ile itiraz ettiler.. RTE’nin atadığı YSK’da “Anayasamıza uygundur” dedi ve konu kapandı..
Diğer taraftan basına düşen ve yine CHP nin itiraz etmediği seçmen listeleri..
Türk Vatandaşı yapılıp seçme ve seçilme hakkı verilen kişilere yapılmayan itirazlar.. İç İşleri Bakanlığına “Türk Vatandaşlığına geçen kaç kişidir” soru önergelerine verilmeyen cevaplara sessiz kalınması hata olarak düşünülemez.
Bakanların milletvekili adayı yapılıp makamlarının tüm imkanları ile seçime girmeleri hatta bu bakanların (Ekonomi ve Adalet) makamlarında dahi yaptıkları seçim çalışmaları..
Tüm bu hukuksuzluklar ve iktidarın seçimlerde avantaj sağlayacak uygulamalarına Kılıçdaroğlu ve yönetiminin sadece sözle karşı çıktı.
AKP karşıtı seçmenlerin sosyal medya ve basın aracılığı ile yaptıkları eylem uyarılarına ise kulak verilmedi. CHP’nin bu eylemsizliği ve uyuşukluğu kafalarda soru işaretidir.
Demokrasilerde iktidarlar halkın yararına olmayan kararlar aldığında o halkın anayasadan kaynaklanan itiraz etme hakkını kullanır. Bu itirazını da demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler aracılığı ile yapar.. ülkemizde 21 yıldır sürdürülen AKP iktidarında Demokratik kitle örgütleri ya susturuldu ya da iktidar tarafından ele geçirildi. Bu durumda ne yazık ki halkı örgütleme hakkı muhalefet partilerine yani CHP’ye kaldı.
Yapılması gereken ise hukuksuzluğa karşı mitingler düzenlemek, alanlara çıkarak yapılan hukuksuzluklara itiraz etmektir. Hatta böyle adaletsizce yapılan seçimleri protesto edip girmeme hakkını dahi kullanır.
Yoksa bu Muhalefet partileri de ülkedeki Demokratik Kitle Örgütleri gibi esir mi alındı.. İktidarın bütün dayatmalarına boyun eğmeleri, kabul etmelerini nasıl anlamalıyız.!
Sonuç olarak CHP MYK bugün yapacağı toplantıda alması gereken karar şu olmalıdır.
Bayram sonrası mahalle delege seçimleri… Temmuz sonu ilçe kongreleri, Ağustos sonu il kongreleri, Eylül sonu veya Ekim ayında Kılıçdaroğlu’nun aday olmayacağı tüzük değişikliği ve büyük kurultay..
Tek çıkış yolu budur, önce CHP kurtarılacak sonra ülke.. Kılıçdaroğlu seninle olmadı, olmuyor, olmayacak.. Bu koltuk sevdan ülkeyi felakete sürüklediğini ve sevdanın faturasını halka ödettiğini gör artık..
TURGUT GÜVEN
06 HAZİRAN 2023