![SENİNLE OLMUYOR-2](image/editor/6779_turgutg.jpg)
turgutguven67@gmail.com
SENİNLE OLMUYOR-2
02 Haziran 2023 08:00:00
SENİNLE OLMUYOR-2
Bir önceki yazımda Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP ilkeleri ile alakası olmayan kişileri CHP’ye taşımasını yazmıştım.. ,
Üstelik bu kişiler “siyasi yaşamını CHP’idolojisine karşı mücadele ettiğini” dahi açıkça söyleyen tiplerdi.. Örneğin şu an CHP Genel Başkan Yardımcısı koltuğunda oturan ve bu seçimde tepkilere rağmen inadına yapar gibi İzmir’den 1.bölgede 1.sıradan aday yapılan Yüksel Taşkın “Kemalim ırkçılık” diyordu.
Devam edelim..
Millet ittifakının kurulmasında büyük özveri sahibi olan tartışmasız Kılıçdaroğlu’ydu. Üstelik bu birlikteliği sağlarken taviz üzerine taviz verdi, CHP’ye yapılan ağır eleştirilere dahi sessiz kaldı. Sonuçta yan yana gelmesi mümkün olmayan siyasi partiler bir ittifakta toplandı. Kılıçdaroğlu müthiş bir hoşgörü, ve demokrasi anlayışı içinde bu ittifakı kucakladı ve “ortak aklı” kullanmak istedi..
İttifakta ortak aklı arayan Kılıçdaroğlu nedense CHP’de ortak aklı aramıyordu.. Parti Meclisinde (PM) ve Merkez Yürütme Kurulunda (MYK) dahi bilgisi olmayan “türban”, “helallik almak” gibi CHP tabanında dahi karşılık bulmayan konuları ülke gündemine taşıdı. 12 Eylül faşizminin bütün suçlarını sanki CHP iktidarda ve yapmış gibi üstlendi..
CHP’de mevcut işleyişe itiraz eden kim varsa geçmişteki emekleri yok sayılarak, çeşitli bahanelerle disiplin kurulu kararı ile ihraç edildi. CHP içinde Kılıçdaroğlu’nun ortak akla ihtiyacı yoktu, çünkü Genel Bakan koltuğuna oturduktan sonra yaptığı dört tüzük değişikliği ile “tek adam’lığını” ilan etmişti. Kurultaylarda PM listeleri yapıyor, PM içinden MYK’sını kendi seçiyordu. Bu güç etrafında kendi geleceğini düşünen bir itaat edenler oluşturmuştu. Milletvekillerini de etrafındaki bu insanlardan seçti, hatta CHP tarihinde ilk kez Grup Başkan Vekilleri Kılıçdaroğlu tarafından seçildi..
Böylelikle CHP’de az da olsa var olan parti içi demokrasi yok edilmiş, CHP gelenekleri yok sayılmıştı. Genel Başkan olduğu kurultayda CHP içinde demokrasi vaadinde bulunan Kılıçdaroğlu,partide demokrasi adına ne varsa yerle bir etmişti..
Şunu da özellikle yazayım! Parti içinde olup biten bu gelişmelerden CHP üyelerinin büyük bir kısmı habersizdir.. Ancak il ve ilçe başkan ve yönetim kurullarında bulunanların bir kısmı bilir ama itiraz edemez.. CHP içinde yaşanan bu olumsuzlukları defalarca yazdım, il ve ilçe yöneticilerini gücüm yettiğinde uyardım, inanın hepsi düşmanım oldu. Üstelik yazıp söylediklerimin doğru olduklarını bildikleri halde. İşte bu nedenle CHP örgütleri kirlendi.. Partiye ihanet edenler, hırsız damgası yiyenler il ve ilçe başkanı oldu. Örgütlerde kalite düşerken tertemiz kimliğe sahip kişiler parti yönetimlerinden uzaklaştı.
14 Mayıs seçim kararı alınacağı günlerde Millet ittifakı Cumhurbaşkanı adayını belirledi. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını Meral Akşener dışında ittifakı oluşturan partilerin tüm liderleri istediler.. Bir başka genel başkan daha istiyordu! O da Recep Tayyip Erdoğan.. Çünkü Kılıçdaroğlu dişine göre rakipti..
Burada sorulması gereken soru şudur! İttifakı oluşturan partilerin (Akşener dışında) Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını neden istediler? Çünkü ancak CHP ile ittifak yaparak meclise girebilirlerdi.. Bir başka deyişler kendi çıkarları için Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına sıcak baktılar. Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanılması onlar için çok önemli değildi.. Önemli olan partilerinin meclise girmesiydi. Onu da Kılıçdaroğlu’nun yanlışları nedeniyle başarmış oldular..
CHP listelerinden milletvekili olan bu şahıslar yemin törenini dahi beklemeden CHP’den ayrılıp kendi partilerinin milletvekili olarak yemin etmek istediklerini beyan ettiler.. Şimdi bu şahıslara nasıl güvenilecek.. Meclis yasama günlerine geçtiğinde AKP’nin getireceği yasalara evet demeyeceklerinin garantisi var mı? Biraz daha ileri gidip yazayım, yakında bu milletvekillerinin AKP’ye katılmayacağının bir garantisi var mı?
İttifak yapılırken çok önemli bir başka hata ise Gelecek, Deva, Demokrat ve Fazilet Partilerinin CHP listesinden seçime girmeleri yanında bol keseden verilen milletvekili kontenjanlarıydı. Üstelik önerilen isimler çok tartışmalıydı. Örneğin Fetö kumpaslarında Adalet Bakanı olan Sadullah Ergin’e dahi itiraz edilmedi.
İttifak konusunda yapılan bu yanlışlıklara ise CHP PM ve MYK’dan hiç itiraz gelmedi, çünkü itiraz edenin milletvekili veya bakan olması mümkün değildi. Nasıl ülkenin tek adamına itiraz edilemiyorsa CHP’nin tek adamına da itiraz edilemiyordu.
Ya örgütler..
CHP’nin son büyük kurultayı 25-26 Temmuz 2020 tarihinde yapıldı.. Bu tarihten hesaplarsak ilçe ve il yönetimleri üç yıla yakın zamandır görevde .. Hazırlanacakları seçimin ise en geç Haziran 2023 tarihinde yapılacağı biliniyor.. Bu seçimi kazanmak için plan program yaptılar mı? Hayır.. Kılıçdaroğlu iktidara yaptığı her erken seçim çağrısında “seçime hazırız” diyordu.. Oysa sandık görevlileri ve müşahitler dahi belli değildi, yeterli eğitimler de verilmemişti.. Seçim sonrası şapka düştü kel göründü, binlerce sandık görevlileri eksikti ve 18.000 den fazla ıslak imzası sandık sonuç tutanağı toplanamamıştı..
Kısaca ülke insanının çok önemli gördüğü bu seçimi yapılanlara bakılınca başta Kılıçdaroğlu olmak üzere, tüm CHP ilkeleri önemsememiş, seçimin sağlamasını dahi yapmamışlardı..
Şimdi ise MYK üyelerinin istifası düşünülüyor.. MYK üyelerinin yenilenmesi sorunu çözmez, aksine büyütür. Konuya devam edeceğim..
TURGUT GÜVEN
02 HAZİRAN 2023
Doğru söze şapka.Chp si 2. Cumhuriyet dönemini tamamlayamadığı sürece m.kemal atatürk ün gölgesinde kalacak ve faşist düzenin aristokrat faşist partilerinden biri olmaya devam edecektir. Kemal değil ekrem değil meral değil..Yaşasın kuvayı milliye....
- s.
- 1