on_oner@yahoo.com
DEPREMİN FELAKETE DÖNÜŞMESİ
17 Subat 2023 19:15:23
6 Şubat sabahı uyandığımızda Maraş merkezli çok büyük bir deprem olduğunu öğrendik. 11 kentimizi etkileyen çok şiddetli deprem birçok vatandaşımızı uykusunda yakaladı. 12 gündür millet olarak büyük acılar, kayıplar, hüzünler, zorluklar içinde depremin felakete dönüşmesini yaşıyoruz.
Deprem neden felakete dönüştü? Nasıl oldu da 21. yüzyılda var olan imkanlara, teknolojiye, vatandaşlar olarak yerine getirdiğimiz tüm yükümlülüklere rağmen böylesine ağır bir tablo ile karşılaştık? Bu durumu geçmişte yapılanlar – depremde yaşananlar ve geleceğe dönük dikkat edilmesi gerekenlerle kısaca irdeleyelim. Depremin geçmişten gelen izlerini şöyle anlatabiliriz.
1999 Gölcük ardından Düzce depremlerinde resmi açıklamaya göre yaklaşık 20 bin vatandaşımız vefat etmiş yine bugünkü soruları sormuş, yöneticiler bundan sonra benzer şeyler olmayacağını söylemişlerdi. Verilen sözler kısa zamanda unutuldu. 2 binin üzerinde açılan davalarda sadece Veli Göçer ceza almıştı.
Deprem için 1 yıllık süre olarak çıkarılan Özel İletişim Vergisi (halk arasındaki adıyla Deprem vergisi) sürekli hale getirilmesi ve %7,5 olan oranın %10’a çıkarılmasına rağmen elde edilen kaynak milletin konutlarının iyileştirilmesine, deprem için tedbir alınmasına kullanılmadı. Uzmanların hesaplamasına göre bu vergi ile halktan toplanan 37 milyar $ yani 700 milyar TL ile riskli binaların tamamı devlet tarafından depreme dayanıklı hale getirilebilirdi. Yapılmadı.
1999 depreminin ardından ülkemizde birçok deprem oldu. Fay hatları belliydi, enerji birikmeleri hesaplandı, ne zaman nerede deprem olacağı belirlenmişti. Üniversiteler, bilim adamları, uzmanlar en yüksek sesle depremi, şiddetini ve yerini bildirdi. Binalar – şehir planları – şehirlerin yerleşimi fay hatlarına göre değiştirilmedi, önlemler alınıp riskli binalar boşaltılıp güçlendirilmedi.
Ülke genelinde konumlu olan genç, dinamik ve disiplinli yapısı ile Türk Ordusu’nun afetlerde acil müdahale özelliği kaldırıldı. Daha önceki protokoller kaldırıldı, afetlere yönelik ekipman araç organizasyon ve eğitim imkanları yok edildi.
Afete merkezi ve tek elden etkin müdahale için öngörülen AFAD için liyakatli, uzman, etkin kadrolar kurulmadı. AKUT vb gönüllü örgütler etkisizleştirildi. Son depremde yaşananlardan ortaya çıktı ki bina, kadro, ekipman vb gereksinimler, ön hazırlıklar çok yetersiz kaldı. Torpile dayalı istihdamın kurumu içinden torpillediği(etkinsizleştirdiği) ortaya çıktı. AFAD’ın 2023 yılı bütçesi 2022 yılına göre %32 AZALTILDI. Aynı dönemde Diyanet İşleri Başkanlığı’nınki ise %56,6 artırıldı.
Deprem ülkesi olmamızdan dolayı bina özellikleri, yapı kontrolleri, jeolojik özellikler, şehir planları halk sağlığı – can güvenliği çok ama çok önemli olmasına rağmen son 21 yılda özellikle seçimler öncesi 7 kez İmar Barışı adı altında imar afları getirildi. Ödemesini yapan herkese binasının özellikleri ne olursa olsun imar ruhsatı verildi. Diğer taraftan 191 kez ihale yasası değiştirilerek rekabete, teknik özelliklere dayanan ihale yapısı harap edildi. Ülke genelinde 450 binin üzerinde kişi müteahhit oldu, tabiri caiz ise önüne gelen inşaat yapmaya soyundu. (Almanya’da müteahhit sayısı 3.500 civarında)
Geçmişte yapılmayanlar ve yanlışlar, kötü binalar, hazırlıksızlıklar, içi boş kurumlar ve organizasyon bozukluğu ile depreme yakalandık. 2 adet şiddeti 7 üzerinde olan deprem 50 – 100 bin arası binanın yıkılmasına veya ağır hasarlanmasına neden oldu. Depremin felakete dönüşmesine deprem sürecinde yaşananlar da neden oldu.
1999 depreminde çok hızlı ve çok büyük ekip ve ekipmanlar depreme müdahale eden Türk Ordusu 3 gün sonra gerçek anlamda sahaya özellikle güvenlik amacı ile çıktı. Göçük altındakilere etkin şekilde ilk müdahale fırsatı kaçtı. Can kayıplarının ve göçük altında kalanların artmasına neden oldu.
AFAD böyle büyük bir depreme hazırlıklı değildi, kurumda duruma göre hızla hareket edecek akıl – tecrübe – uygun yapı yoktu. İlk 2 gün birçok kente doğru dürüst müdahale edilemedi. Ülkenin depremden etkilenmeyen şehirlerinden devlet kaynakları bölgeye hızla getirilemedi. Depremden kurtulanlar, göçük altında kalanlar kar ve soğuk ile karşılaştı. Bölgenin çok geniş teknik yardımın yetersiz ve çok az olması can kayıplarını artırdı.
Halkın büyük kesimi çok büyük çaba ve özveri ile bağış ve yardıma soyundu. Her yerden gönüllüler sahaya gitmeye çalıştı. AFAD yardımları ve ekipleri koordine edemedi, bağışların yerine ulaşmasında büyük zorluklar hatta zaman zaman engellemeler oldu. Devlet güçsüz gözükmesin diye yardım kampanyası yapanlar suçlandı, dayanışma desteklenmedi. Devletin halkın sağlığından ve can güvenliğinden önemli olduğunu düşünenler bile çıktı. Bir daha yaşanmaması gereken birçok yanlış oldu.
Gelecekte belki de bu depremden daha büyükleri ile karşılaşacağız. Litosferdeki (yer kabuğu) hareketlilik sürecek. Bu nedenle önümüzdeki dönemde yapacaklarımızı şöyle ortaya koyabiliriz.
Vatandaş olarak bizler için var olan ve bizlerin kaynakları ile oluşup yaşayan devletin bir daha deprem felaketi yaşamamamız için her türlü tedbiri almasını sağlamalıyız, buna kafa yormalıyız. Can güvenliğimiz için bu yönde taleplerimizi her fırsatta, her platformda, en yüksek şekilde ifade edelim.
Yurttaşlarımızın vefatına, uzuvlarını kaybetmesine, yaralanmasına, büyük acılar yaşamasına neden olan tüm sorumluların çok hızlı şekilde yargılanıp, suçlarından dolayı cezalandırılması için talepkâr olalım. İmar affını çıkaranlardan gerekli kontrolleri yapmayan memura, eksik malzeme kullanan müteahhitlere kadar tüm suçluların cezalandırılmasını isteyelim. Bu yönde talepkâr olalım.
Uzmanlar yakın zamanda İstanbul’da benzer bir deprem olacağını öngörüyor. Ereğli’de İstanbul’a yakın ve 1. Derece deprem bölgesinde. Yaşadığımız binaları gözden geçirelim, ilçemizdeki imar uygulamalarını takip edelim, kaçak usulsüz yapılaşmaya karşı olalım. Hızla AFAD ve benzeri kurumlardan deprem kursları alıp, yetkinliklerimizi artıralım.
Ülkemizin bilim dünyasında ve çeşitli kurumlarında deprem konusunda büyük birikime ve tecrübeye sahip akademisyen ve uzmanları var. Geçmişteki tüm yanlışlar, eksiklikler ve yapılması gerekenler çok iyi biliniyor. Güçlü bir kadronun oluşturulup, ülkemizin yeni depremlere hazır olması için etkili ve yetkili bir konuma getirilmesini dile getirelim.
Ülkemizin liyakata dayalı, halkın kaynaklarını halk için en iyi şekilde kullanacak, bilime evrensel hukuğa insan haklarına önem veren, bilgili iyi niyetli hiçbir şaibesi olmayan dürüst namuslu insanlar tarafından yönetilmesi için gayret edip, elimizden geleni yapalım.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar depremlerin çevre kirliliğe ve ekolojik yıkıma bağlı küresel ısınma nedeniyle arttığını göstermektedir. Yaşamımızı dünyaya rağmen değil dünyaya uyumlu, fay hatlarından uzak – ekolojik dengeye dikkat eden – ormanları denizleri toprağı hayvanları koruyarak sürdürelim.
Deprem kesinlikle kader değildir. Tedbir alınırsa felaket olmaz. Deprem bölgesinde aynı yerde yan yana bulunup biri yıkılan ve diğeri sapa sağlam kalan binalar bunun en önemli göstergesidir. Bir daha benzer depremin veya depremlerin felakete dönüşmemesi ancak halkın yani bizlerin kararlığı ve zorlaması ile olacaktır.
Depremde vefat eden yurttaşlarımıza rahmet yakınlarına sabır diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum.
Katılıyorum diyarliliginiz için sizi tebrik ederim. Keski bütün kuruluşlar sizin kadar iyi düşünebilseydi Anadolu insanı bu kadar acılara maruz kalmazdı çok üzgünüm . Tüm yetkilileri İstanbul depremi için acil ne yapılması gerekiyor ise bir saniye bile vakit kaybetmeden işe katılmaları gerekiyor. Yoksa bu ağır yükün sorumluluğundan babasından kurtulamayacaklar.
Eline emeğine yüreğine sağlık kardeşim.
Sana aynen katılıyorum ve seni kutluyorum. Tebrikler ????????????????
- s.
- 1
Diğer Yazıları
Köşe Yazarlarımız
Çok Okunan Köşe Yazıları
» Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor