Bu proje doğayı koruma ilkelerine aykırı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Antalya’nın Kemer ilçesinde bulunan dünyaca ünlü Phaselis antik kentinin 1. derece arkeolojik sit alanı statüsündeki koruma alanı içerisinde iki ayrı plaj işletmesi yapmak için özel bir inşaat ve restorasyon şirketine ihale verdi.
Haber giriş tarihi : 01-03-2023 | 10 : 25 27
Haber güncelleme tarihi : 01-03-2023 | 10 : 25 27
Antalya’nın Kemer ilçesinde bulunan Phaselis antik kentinin batı limanına bitişik Bostanlık Koyu ile kuzeydoğu kesiminde yer alan Cennet Koyu’nda toplam 85 bin metrekarelik alanda günübirlik tesisler, kafeterya, otopark, karşılama merkezi, duş ve tuvaletlerden oluşan çok sayıda yapı inşa edilecek.
Gazeteci Yusuf Yavuz'un haberine göre, bin metreküpten fazla beton malzemenin de kullanılacağı projenin inşası için PVC, demir ve alüminyum gibi malzemelerin yanı sıra yoğun olarak ahşap kullanılacak.
Bir kısmı tarım arazisi niteliğindeki özel mülk olan arazinin tamamı Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içinde bulunuyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2021 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından özel bir firmaya 20 yıllığına kiralanan Cennet Koyu’ndaki yapılaşmaya karşı çıkarak, “Birinci derece arkeolojik sitlerde de yapılaşma mümkün değil. Biz gerekli uyarıları da yapıyoruz şu anda” ifadelerini kullanmıştı.
Bakanlık, aynı koyda şimdi kendi projesiyle yapılaşmaya izin verecek.
İhale bir restorasyon ve inşaat firmasına verildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, sahil kentlerinde uygulamaya koyduğu halk plajlarını yaygınlaştırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda Antalya’nın Kemer ilçesinde inşa edilmesi planlanan iki ayrı halk plajına ilişkin ‘Kemer-Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi’ başlığı ile ihaleye çıkıldı. 30 Ocak 2023 tarihinde sonuçlanan ihale İstanbul merkezli Se-Fa Restorasyon Sanayi İnşaat Ticaret Ltd. Şti. firmasına verildi.
Phaselis'te iki ayrı koyda bakanlık eliyle yapılaşma
İhale şartnamesine göre 60 günde tamamlanması planlanan proje için geçtiğimiz hafta sahaya inen iş makinelerinin arkeolojik sit alanı sınırları içindeki ormanlık alanda yol açması, ağaçları tahrip ederek doğal dokuya zarar vermesi tepkilere neden oldu. Geniş bir alana yayılan Phaselis antik kentinin arkeolojik sit alanı sınırları 2016 yılından itibaren genişletilmişti. Bakanlığın projelendirdiği iki ayrı halk plajı antik kentin batı limanına bitişik olan ve bugüne kadar yapılaşmadan korunmuş olan Bostanlı Koyu ile Phaselis’in kuzeydoğusunda yer alan Cennet Koyu olarak da anılan Alacasu Koyu'nu kapsıyor.
kapsıyor.
(Phaselis antik kentinin korunan alan sınırı 2016’dan sonra genişletilerek kuzey, kuzeybatı ve güneybatı yönlerinde genişletilmiş, sualtı arkeolojisi çalışmalarını da kapsayacak şekilde deniz yönünde de sit kararı getirilmişti. Haritada kırmızı çizgi ile belirtilen korunan alan sınırı ve projelerin uygulanacağı koylar görülüyor)
Toplam 85 bin metrekarelik alanda uygulanması planlanan proje kapsamında günübirlik tesisler, kafeterya, otopark, karşılama merkezi, cankurtaran ünitesi, duş ve tuvaletlerden oluşan çok sayıda yapı inşa edilecek. Bin metreküpten fazla beton malzemenin de kullanılacağı projenin inşası için PVC, demir ve alüminyum gibi malzemelerin yanı sıra yoğun olarak ahşap kullanılacak. Projeyle ilgili ihale dosyasında yer alan bilgilere göre 2 892 metreküplük derin kazı yapılacağı belirtilen arazide 1139 metreküp beton kullanılacak. Bir kısmı tarım arazisi niteliğindeki özel mülk olan arazinin tamamı Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içinde bulunuyor.
(Phaselis’in Batı limanına bitişik alandaki Bostanlık Koyu’nda yapılması planlanan halk plajı ve günübirlik tesislerin giriş kapısını yansıtan canlandırma)
Projeyle ilgili ihale şartnamesinde yer verilen bilgilere göre arkeolojik sit alanı içerisinde uygulanacak olan inşaat çalışmalarının Antalya Müzesi ve Phaselis Kazı Başkanlığı’nın denetiminde yapılacağı kaydediliyor. İnşaat çalışmalarının, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında gerçekleştirileceği belirtilen ihale şartnamesinde şu ifadelere yer veriliyor:
“Uygulama projeleri Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmış olup, ilgili Bölge Kurulu Kararları gereği alanda yapılacak her türlü zemin müdahalesi Phaselis Antik Kenti Kazı Başkanlığı ve Müze Müdürlüğü gözetiminde yapılacaktır. Sahalarda bulunan ağaç kök ve dallarına zarar verilmeyecektir. Mevcut ağaçların korunmasından yüklenici sorumludur. Proje alanı Antalya İli Kemer İlçesi Tekirova mahallesi, Beydağları Sahil Milli Parkı alanı içerisinde bulunan Orman Vasıflı ve I. Derece Arkeolojik Sit olarak tescilli Phaselis Antik Kenti Ören Yeri niteliğinde olması sebebiyle, tüm işlem ve uygulamaların ilgili mevzuat gereği yapılması esas olup, sorumluluğu Yükleniciye aittir. İmalat öncesinde veya esnasında gerekli proje revizyonu doğması halinde Yüklenici tarafından hazırlanacak tadilat projesi İdare onayı aldıktan sonra imalata devam edilecektir.”
(Projenin ihale şartnamesinden bir detay. 1. derece arkeolojik sit alanı ve milli park sınırlarında bulunan bir korunan alanda uygulanacak projede kullanılacak betonun ayrıntıları dikkat çekiyor.)
Phaselis antik kenti sınırları içerisinde uygulamaya konulan proje, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2023 bütçesinin görüşüldüğü 8 Aralık 2022 tarihinde gündeme gelmiş, Bakan Mehmet Nuri Ersoy ‘5 Yıldızlı Halk Plajı’ olarak nitelenen girişimle ilgili “2019 yılında başlattığımız bu proje kapsamında, 2022 yılına kadar 7 adet ücretsiz halk plajının yapımını tamamlayarak vatandaşlarımızın hizmetine sunmuştuk. 2022’de ise Antalya Kemer Beldibi’nde 2 adet, Muratpaşa Lara’da 1 adet ücretsiz halk plajlarını vatandaşlarımızın kullanımına açtık. Böylece 5 yıldız kalitesindeki ücretsiz halk plajı sayımızı 10’a yükseltmiş olduk” ifadelerini kullanmıştı.
(Projenin uygulanacağı Bostanlık Koyu'ndan bir görünüm.)
2023 yılında plaj sayısını artırmayı planladıklarını dile getiren Bakan Ersoy, “Antalya Küçük Çaltıcak ve Kemer-Phaselis’de 2 adet, Muğla Bodrum Torba ve Gündoğan’da 2 adet, İstanbul Şile’de 1 adet, İzmir Seferihisar-Teos’da 1 adet olmak üzere 6 adet daha ücretsiz halk plajını hizmete açarak plaj sayımızı 16’ya çıkaracağız. Ayrıca, 8 adet plajımıza karavan park ve hizmet alanları da ekleyerek kapasitelerini büyüteceğiz” bilgisini vermişti.
(Phaselis’teki Bostanlı Koyu'nda uygulanacak projeden bir görünüm)
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Bakanlığın bütçe görüşmeleri sırasında dile getirdiği Phaselis’teki halk plajı projelerinin ‘Kemer-Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi’ başlığıyla ihaleye çıkarılması, ören yerinin korunmasına yönelik bir proje uygulanacağı algısı doğurdu. Yörede yaşayanların kapsamlı inşaat uygulamalarını içeren plaj projelerine karşı tepki göstereceği endişesinden kaynaklı olduğunu düşündüren “çevre düzenlemesi” vurgusuna rağmen halk bu girişime tepkili.
Önceki gün alandaki çalışmaları ve daha yolun başındayken yapılan tahribatı yerinde gözlemleyen bir yöre sakini, gördüklerini ve düşüncelerini şöyle aktardı: “25 Şubat 2023 sabahı, bölge halkı olarak yine en güzel kumsallarımızdan ikisine iş makineleri ve ağaç kesme motorlarıyla saldırıldığı haberiyle başladık. Yine bölge halkının haberi olmadan Alacasu ve Bostanlık koylarımızda inşaat çalışmaları yapılmasına, 85.000 metrekarelik alana ‘günübirlik tesis’ adı altında bir sürü bina ve yol yapılmasına, elektrik ve su boruları döşenmesine, yürüme yolları ve devasa otoparklar yapılmasına karar verilmiş, projeler hazırlanmıştı. Tek firmanın katıldığı ‘kişiye özel’ bir ihale dosyasıyla tahsis verilmiş, çalışma başlamıştı. Bizlerinse, ancak iş makineleri kumsallara saldırdığında haberimiz olabiliyordu.
(Phaselis’te koruma alanı içerisinde proje için yapılan yol çalışmasından bir görünüm.)
Proje alanlarında göze çarpan arkeolojik yapılar var. Projede bu alanların temizlenerek ziyarete açılacağı belirtiliyor. Dönümlerce alana yayılmış bina kalıntılarının proje uygulama süresi olan 60 gün içinde yeterince incelenemeyeceği ve gerektiği gibi koruma altına alınmadan yoğun bir kullanıma maruz bırakılacağı açıkça anlaşılmaktadır. Dahası, kültür varlıklarını korumakla yükümlü olan bakanlığın bu varlıklara ‘ticari işletmesinin peyzaj elemanı’ gibi davranması çok üzücüdür. Alandaki yıkıntılar bilim kuralları çerçevesinde, eğitimli ve yetkin kişiler tarafından kazılmalı, restore edilmeli ve güvenlikleri sağlandıktan sonra sınırlı bir şekilde kullanıma açılmalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın öncelikli görevi 5 yıldızlı plaj işletmeciliği değil, kültür varlıklarının korunması ve geliştirilmesi olmalıdır. Bu yapılana kadar da bölge gerektiği gibi korunmalı, bugüne kadar gördüğümüz kötü kullanımlara ve başıboşluğa izin verilmemelidir.”
(Projenin uygulanacağı bölgede bulunan yapı kalıntılarından bir görünüm.)
Bölgede yaşayanların verdiği bilgiye göre Bostanlık ve Alacasu (Cennet) koyları bugüne kadar sorumlu bakanlıklar tarafından yeterince denetlenmediği için kötü kullanıma maruz kaldı: “Koylarda kontrolsüzce yakılan ateşler ve kurulan kamplar büyük zarar verdi. Araçlar kumsallarda drift yaptı, Caretta caretta yuvalarına zarar verdi. Her iki koy da çöplüğe döndü ve kötü kullanım zirve yaptı. Ancak kurumların bu basiretsizliği, böylesi apar topar ve bilinçsizce bir projenin hayata geçirilmesinin gerekçesi olarak önümüze getirilemez. Kurumlar görevlerini yapsın, bölgedeki kültür ve doğa varlıklarını korusun, daha sonra koruma kullanma dengesini gözeten projeler uygulanabilir, yangından mal kaçırmaya gerek olmadan.
(Phaselis’teki Bostanlı Koyu'nda proje için belirlenen alanın görünümü)
Bölge halkı, kesin korunması gereken alana böylesi bir cazibe merkezi kurulması durumunda ortaya çıkacak olan insan yoğunluğu baskısının, koruma kullanma dengesini bozacağını düşünüyor. Zaten bu koruma statüleri oluşturulurken de en yüksek koruma gerektiren alanlarda böylesi bir kullanma yoğunluğuna izin verilmeyeceği kurallarla garanti altına alınmıştır. Yani bu projeler koruma ilkelerine aykırıdır.”
Phaselis antik kentinin bir parçası olan Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içindeki Alacasu (Cennet) Koyu, Temmuz 2021’de ‘Günübirlik Kullanım Alanı’ olarak 20 yıllığına Ankara merkezli bir firmaya kiralanmıştı. Koyun girişine bir gişe konularak günübirlik tesisler inşa etmeyi planlanan özel firmanın bu girişimini gündeme getiren haberimizin (https://acikgazete.com/alacasu-koyu-ozel-firmaya-kiralandi/) ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy bir açıklama yaparak söz konusu ihaleye itiraz ettiklerini dile getirmişti.
(Alacasu ‘Cennet’ Koyu'ndaki kiralama ihalesinin ardından Temmuz 2021’de yöre halkı ve STK’lar eylem yapmış, Bakan Ersoy ise 1. derece arkeolojik sit alanı olan bölgede yapılaşma olamayacağını belirterek ihaleye itiraz ettiklerini açıklamıştı.)
Bakan Ersoy, koydaki ihaleyle ilgili “Ben çok net biçimde söylüyorum. Birinci derece arkeolojik sit. Biz gerekli itirazımızı yaptık, ben açılacağını düşünmüyorum. İhalenin iptal olacağını düşünüyorum. Daha net söyleyemem. Orası kimseye verilemez. Biz gerekli uyarılarımızı yazılı itirazlarımızı yaptık. Ben bakanımızla da görüşüyorum zaten bu konuyu. İptal edileceğini düşünüyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Bakan Ersoy, Kemer’e yaptığı ziyaret sırasında yaptığı açıklamada, koyda halkın söz konusu alanı halen kullandığı ve ihtiyaçlarını giderecekleri tuvalet gibi yerler bulunmadığı yönündeki soruya da “Ben bizim bakanlığımızı ilgilendiren kısmıyla ilgili konuşabilirim. Dediğim gibi 1. derece arkeolojik sit. Birinci derece arkeolojik sitlerde de yapılaşma mümkün değil. Biz gerekli uyarıları da yapıyoruz şu anda” görüşünü dile getirmişti.
Antalya’nın batısında Sarısu bölgesinden sonra başlayıp, Kumluca sınırlarına kadar uzanan Beydağları Sahil Milli Parkı, 1972’de 69 bin 800 hektardı. 12 Eylül yönetimi, Özal ve devamında gelen iktidarlar bugüne kadar adım adım parkı kırparak kamuya ait olan arazileri otel ve benzeri yatırımlara tahsis etti. Bugün milli parkın sınırları 31 bin 165 hektara kadar inmiş durumda. Aradan geçen 50 yılda milli parkın yarısından fazlası şu ya da bu gerekçe ile ya özel firmalara, kamu kurumlarına tahsis edilmiş ya da işletme ormanı olması için alan dışına çıkarılmış durumda.
(Beydağları ile Akdeniz’in buluştuğu bölgede yer alan antik kentler ve benzersiz biyolojik çeşitlilik, doğal ve kültürel peyzajın korunması amacıyla 1960’larda başlatılan çalışmaların ardından 1972’de ‘Olimpos Sahil Milli Parkı’ olarak koruma altına alındı. Başlangıçta kontrollü bir turizme izin verilen, kamu yararı açısından korunması daha uygun görülen milli parkta zamanla yapılan tahsislerle korunan alan sınırları 1972’den günümüze yarıdan fazla azaldı.)
Haber : Cumhuriyet.com
Dünyadan
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor